Büyük İtalya Turu
10.07.2024 - 18.07.2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.
23.07.2024 - 31.07.2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.
05.08.2024 - 13.08.2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.
16.08.2024 - 24.08.2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.
7 ÜLKE 17 ŞEHİR
OTOBÜSLE BÜYÜK İTALYA TURU
İTALYA: POMPEİ-ROMA-FLORANSA-PİSA-MİLANO-COMO-PADOVA-VENEDİK
VATİKAN
YUNANİSTAN: KAVALA-SELANİK
SLOVENYA: LJUBLJANA
HIRVATİSTAN: ZAGREB
SIRBİSTAN: BELGRAD-NİŞ
BULGARİSTAN: SOFYA-PLOVDİV
1.GÜN
İSTANBUL-SELANİK-IGOUMENITSA
Günün ilk dakikalarında 00:01’de İstanbul’da tur öncesinde katılımcılarımıza iletilecek durak ve saatlerde buluşuyor ve yoluculuğumuza başlıyoruz. Gece İPSALA sınır kapısından Gümrük ve Pasaport işlemlerinin ardından ilk durağımız olan Çepelli köyüne varıyoruz ve kahvaltımızı burada alıyoruz.(EKSTRA) Ardından Selanik’e olan yolculuğumuzu başlıyor. Ege’nin en önemli liman kentlerinden biri olan Selanik’te ilk durağımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyaya gözlerini açtığı ev olacak. Ata’ya ziyaretimizden sonra Kordon’a hareket ediyoruz. Beyaz Kule, Aristotelus Meydanı göreceğimiz yerler arasında. Rehberimizin belirlediği yer ve saatte buluşmak üzere fotoğraf ve hediyelik eşya için serbest zamanımız olacak. Akşam saatlerin de İgoumenitsa limanından gemiye biniyoruz ve Bari için olan muhteşem Adriyatik Denizi yolculuğumuz başlıyor. Gemimize yerleştikten sonra dileyen misafirlerimiz manzaranın tadını çıkartırken isteyenler gemideki eğlence alanlarında vakit geçirebilirler. Konaklamamız 2 ve 4 kişilik kamaralarımızda olacak. Konaklama Gemi’de.
2.GÜN
BARİ-POMPEİ- ROMA
Sabah gözlerimizi eşsiz Adriyatik Denizi manzarasına açtıktan sonra Bari’den Napoli’ye bağlı olan Pompei’ye doğru hareket ediyoruz. Tarihi M.S 80 yılına kadar dayanan bu antik kent su ve kanalizasyon kanalları, sokaklarındaki sistem, anfitiyatrosu, stadyum ve limanı ile zamanına göre oldukça ilerde bir şehir. 18. YY’da keşfedilen şehir o zamana kadar çok iyi korunmuştur. 23 Ağustos 79 senesinde gerçekleşen patlama ile yakınlardaki Vezüv Yanardağı’ndan gelen küller altında kalarak felaket ile sonuçlanmıştır ve büyük sayıda göçlere sebep olmuştur. Bölgeyi meşhur eden unsurlardan biri de taşlaşmış bedenlerin elleriyle yüzlerini ve burunlarını kapatır halde sergilendiği antik kentin içindeki sergi alanı. Pompei’de gezilecek yerler arasında Pompei Arkeoloji Parkı, Pompei Anfitiyatrosu, Grande Tiyatrosu, Case dei Vettii ve Pompei Pazar Yeri var. Tarihin derinliklerindeki yolculuğumuzun ardından Vezüv yanardağı ve Akdeniz manzarasına veda ederken yıllara adeta meydan okuyan neredeyse ilk günkü gibi dimdik ayakta durmayı başaran Dünya’nın başkenti olarak da anılan Roma’ya yolculuğumuz başlıyor. Konaklama Roma otelimizde. (Varış saati ile birlikte aracımız Avrupa Birliği Trafik Kuralları Gereği 24 Saat Kontak Kapatacaktır.)
3.GÜN
ROMA-VATİKAN
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Caput Mundi yani Dünya’nın Başkenti diye adlandırılan Roma gezimiz başlıyor. Antik zamanlardan gelen değerlerin çok iyi korunduğu ve günümüze kadar ilk günkü gibi saklandığı bu şehirde tarihe hayran kalacaksınız. Roma sadece Avrupa’nın değil dünyanın merkezinde olmayı başarmış şehirlerden birisi Roma İmparatorluğuna başkentlik yapmış bu şehir Avrupa kültürünün merkezi konumunda yer alıyor. Rönesans dönemi ve modern mimarinin bir arada ahenk içinde olduğu sokaklarda herkese hitap edecek sürprizler fazlasıyla mevcut. İlk durağımız usta bir komutan olan Vespasianus tarafından antik roma tarzıyla yapılan ve 2007 yılında Dünya’nın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilen Kolezyum oluyor. Roma’nın 7 tepesinden biri olan Palatino Tepesi üzerinde kurulu Roma Forumu da buraya yakın. Burayı görünce Roma neden açık hava müzesi olarak anılıyor kolayca anlaşılıyor. Orijinal ismi Forum Romanum olan bu yer antik Roman medeniyetinin yükseldiği yer. Antik Roma merkezinin şehir merkezi olan Roman Forum, adaletin sağlandığı ve ticari faaliyetlerin yürütüldüğü, siyasi, ekonomik ve dini işlerin karar bağlandığı, kısacası devlet işlerinin toplu olarak yerine getirildiği kompleks bir yapı. Roma Forumu’nun büyüyüp gelişmeye başlamasının hikayesi aslında 3000 yıl öncesine dayanıyor. Venedik meydanı anlamına gelen Piazza Venezia, şehrin en ünlü meydanlarından biri. Meydanın ortasında devasa bir anıt var. Çevresinde birçok restoran ve kafenin bulunduğu oldukça kalabalık ve hareketli olan meydanın yanındaki cadde üzerinde St. Maria Maggiore Bazilikası yer alıyor. Özellikle geceleri ışıklandırmalar eşliğinde ayrı bir cazibeye sahip olan meydana gece turlarıyla turistlerin odak noktası. İtalya’ya gidenler için olmazsa olmaz bir yer meşhur mu meşhur barok tarzı çeşme Fontana Di Trevi veya bizdeki adıyla Aşk Çeşmesi. Buraya gelen herkes Roma’ya tekrar gelmek için sırtını çeşmeye dönüp sağ eliyle sol omzunun üzerinden çeşmeye para atıyor. İnanca göre çeşmeye bir bozuk para atmanın bir gün Roma’ya dönüleceğine, iki tane bozuk para atmanın Romalı güzel bir kıza aşık olunacağına, üç tane bozuk para atmanın Roma’da birisi ile evlenileceğine işaret ettiğine inanılıyor. Roma’ya gelen hemen her turistin gidip basamaklarında oturup dinlendiği ve meydanı izlediği İspanyol Merdivenleri diğer durağımız. Fransa kralı himayesinde bulunan Trinita Dei Monti Kilisesi ile İspanyol Meydanını birbirine bağlamak amacıyla inşa edilmiş bu yer turistlerin uğrak noktaları arasında. Roma döneminden Roma’ya miras kalan bir diğer önemli yapı ise Pantheon. Tanrıların Tapınağı olarak adlandırılıyor. Tanrıları şükretmek için Augustus’un damadı Agrippa tarafından yaptırılmış. Tam 43 metrelik kubbesiyle bir mimari şaheser. Roma’nın en büyük meydanlarından biri olan Popolo Meydanı (Piazza del Popolo) şehrin kuzey girişinde bulunuyor. Orijinal şeklini Fransız asıllı Romalı mimar Guiseppe Valadier 1809-1816 arasında vermiş. Avrupa’nın en güzel meydanları arasında sayılan meydan adını Santa Maria del Popolo Bazilikasından alıyor ve ‘Halk Meydanı’ anlamına geliyor. Meydanı Neptün Çeşmesi ve Obelisk Çeşmesi süslüyor. Roma’da gezilecek yerler arasında İspanyol Merdivenleri, Capitolino Tepesi, Navona Meydanı, Pantheon, Castel Sant Angelo’da var. Ardından Dünya’nın en küçük ülkesi ve nüfusu en az olan ülkesi Vatikan’a doğru yola çıkıyoruz. Roma’nın içinde, yüksek duvarlarla çevrili Vatikan dünyanın en değerli müzelerine ve sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Katoliklerin dini merkezi olan Vatikan, Aziz Petrus Meydanı, Aziz Petrus Bazilikası her biri sanat eseri olan Vatikan Müzeleri ve Vatikan Bahçeleriyle her santimetre karesi sanatla, sanatçılarla yoğrulmuş özel bir bölge. İsviçreli Muhafızlar Kıtası olarak da bilinen geleneksel muhafızlardan oluşan 100 kişilik küçük bir orduyla korunuyor. Aziz
Petrus Meydanı ve Aziz Petrus Bazilikası Vatikan’da göreceğimiz önemli noktalardan. Aziz Petrus Bazilikası, İsa’nın havarilerinden Petrus’un gömülü olduğuna inanılan yerde, 1506 ile 1626 yılları arasında inşa edilmiş ve onun adı verilmiş. Michelangelo’nun çarmıha gerilen İsa’nın cansız bedeninin annesi Meryem’in kollarında yatmakta olduğu önemli heykel ilk şapelde yer alıyor İtalya’nın kalbinde bulunan ve Hristiyanlığın temsil yeri olarak adlandırılan bu bölgede gerekli gezilerimizi tamamladıktan sonra St Angelo kalesini ziyaret ediyoruz. Daha sonra Akşam yemeği için serbest zamanın ardından otelimize geçiyoruz. Konaklama Roma otelimizde.
4.GÜN
PİSA-FLORANSA-RİMİNİ
Sabah otelimizde yapacağımız kahvaltının ardından Akdeniz boyunca yapacağımız yolculukta bizleri muhteşem manzaralar bekliyor. Yolculuğumuz bizleri gezimizin İtalya bölümüne ulaştırıyor. İlk noktamız İtalya denince akla gelen şehirlerden biri olan Pisa. Birbirinden güzel mimarileri ile görenleri kendine hayran bırakan İtalyan şehri Pisa, gezilecek yerleri, tarihi dokusu ve muhteşem atmosferiyle sizlere harika bir gezinin kapılarını aralıyor. Şehrin simgesi haline gelen Pisa Kulesi, 1063 yılında yaptırılan Pisa kentinin Piazza dei Miracoli meydanında yer alan İtalya’nın dünyaca ünlü yapılarından biridir. 56 metre yüksekliğindeki kulenin tepesine 294 basamaklı bir merdivenle çıkılmakta ve turistler bu noktada fotoğraf çektirebilmek için uzun kuyruklar oluşturmaktadır. Temelde düz olarak inşa edilen çan kulesi, yapının yer aldığı toprak elverişsiz olduğu için çökmek yerine eğilmeye başlamış ve bugünkü halini almıştır. Avrupa’da dev bir akım olan Orta Çağ sanatının en önemli merkezi olan Piazza dei Miracoli – Katedral Meydanı, kent merkezinde yer alan 8 bin 87 hektarlık bir alan üzerine kurulu meydandır. Dünyanın en iyi mimari komplekslerinden biri olan meydan, Katolik Kilisesi tarafından da kutsandıktan sonra etrafı dört büyük dini yapı tarafından çevrelenmiştir. Diğer yandan Katedral Meydanı, 1987 yılından beri UNESCO tarafından koruma altına alınan Pisa’nın en ünlü turistik meydanlarından biridir. Roma Katolik Katedraline adanan Pisa Katedrali, Romanesk mimarisinin dikkat çeken örneklerinden birini gözler önüne seriyor. 1092 yılından beri varlığını koruyan dini yapı, İtalya’nın ünlü mimarları Busheto ve Rainaldo tarafından tasarlanmış şehrin en turistik noktalarından biri. Birbirinden güzel mimarileri ile görenleri kendine hayran bırakan İtalyan şehri Pisa, gezilecek yerleri, tarihi dokusu ve muhteşem atmosferiyle sizlere harika bir gezinin kapılarını aralıyor. Ardından Floransa’ya olan yolculuğumuz başlıyor ve ilk durağımız olan Michelangelo Tepesindeyiz. Tüm Floransa’yı manzaramıza sunan bu muhteşem yerde vereceğimiz fotoğraf molasının ardından şehir merkezine hareket. Vecchio Köprüsü ve üzerinde bulunan dükkanları geziyor sonra Signoria Meydanı’na geçiyoruz. Neptün Çeşmesi, Medusa Başlı Perseus Heykeli, Michelangelo tarafından yapılan Davut Heykeli’nin replikası bu meydanda bulunuyor. Ayrıca Floransa’nın en ikonik yapılarından biri olan Vecchio Sarayı da bu meydanda yer alıyor. Ardından katedrali daha yakından göreceğimiz Duomo Meydanı’na hareket ediyoruz. Gezilerimizin ardından serbest zamanımız başlıyor. Ardından rehberimizin belirleyeceği yer ve saatte buluşup otelimize Rimini’ye doğru hareket ediyoruz. Konaklama Rimini otelimizde.
5.GÜN
COMO-MİLANO-RİMİNİ
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından modanın başkenti Milano’ya hareket ediyoruz. Milano’ya vardığımızda ilk durağımız Avrupa’nın en büyük katedrali olan ve Milano Katedrali olarak da bilinen Duomo Katedrali oluyor. Yapımı 1386 yılında başlamış ve 500 yıl sürmüş. Rivayete göre katedral bittiğinde dünyanın malı sayılacakmış, bunu istemeyen İtalyanlar da yapının üst tarafında sürekli olarak devam eden bir inşaat görüntüsü yapmışlar. Duomo, dünyadaki Gotik mimari örnekleri arasında neredeyse başı çekiyor. İçerisinde Rönesans dönemine ait değerli ve orijinal eserler bulunuyor. Ayrıca Katedralin çatısı da muhteşem manzarası ile bizlere eşlik edecek. Hep beraber kişiye iyi şans getirdiğine inanılan Katedralin bronz kapısına dokunarak da pozlarımızı vermeyi unutmayalım. Ardından dünyaca ünlü kafelerin restoranların bulunduğu ve tadına doyamayacağınız İtalyan yemeklerinin adeta başkenti sayılan Dante Caddesine doğru ilerliyoruz. Gezimizin son durağı Sforzesco Şatosu olacak. Dileyenler 15.yüzyıldan bu yana ayakta kalan ve dünyaca ünlü Michelangelo, Da Vinci ve Visconti gibi sanatçıların orijinal eserlerinin bulunduğu Şato’yu ziyaret edebilir. Serbest zamanın ardından rehberimizin belirleyeceği yer ve saatte buluşuyor ve Citta di Seta yani İpek Şehri olarak anılan Como’ya yola çıkıyoruz. İtalya’nın Lombardiya bölgesinde yer alan Como İsviçre sınırında bulunur. Çin’in ekonomik atağı öncesi en önemli ipek üreticisi olan şehirde dünyada tel olan Setificio yani İpek akademisi de görülecek yerler arasında. Como şehri ismini buzul kökenli bir göl olan Como gölünden alır. Rehberimizin yönlendirmesi ile Como gölünün eşsiz doğasında günün yorgunluğunu muhteşem bir manzara eşliğinde tekne turuna katılarak (ekstra) atıyoruz. Turumuzun ardından otelimize doğru hareket ediyoruz. Konaklama Rimini otelimizde.
6.GÜN
RİMİNİ-VENEDİK-PADOVA
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından dileyen katılımcılarımız RİMİNİ sahillerinin keyfini çıkartmak adına deniz molası veriyoruz. Bu güzel sahillerde denize girdikten sonra öğlen yemeğimizi de burada alıyor ve daha sonra otobüsümüze yerleşiyor ve masalsı şehir Venedik’e doğru yola çıkıyoruz. Venedik’e gidebilmek için liman yakınlarında otoparkta otobüsümüzden iniyor ve bizleri San Marco Meydanı’na ulaştıracak olan vapurettoya biniyoruz(ekstra). Tekne yolcuğumuz sonrası Venedik’i keşfe başlıyoruz. Eşsiz bir lagün sisteminin kalbinde kurulu Venedik tabi ki İtalya’da gezilecek yerler arasında en üst sıralarda. Orta Çağ’dan itibaren başta ipek yolu olmak üzere ticaret yollarının Avrupa’ya açılan kapısı konumunda. Meydana varışımızla birlikte Venedik gezimiz başlıyor. Meydanda bulunan San Marco Kilisesi ve Dükler Sarayı gezilecek ilk noktalarımız. İsteyenler San Marco Meydanı’nda bulunan Aziz Mark Çan Kulesi yani Campanile kulesine asansör ile çıkıp şehrin nefes kesici manzarasının tadını çıkartabilirler. Dileyen misafirlerimiz bu güzel şehri gondol turu(ekstra) ile taçlandırarak kanallar içerisinde gezebilir. Büyük Kanal üzerinde bulunan Rialto köprüsü önünde kartpostallık fotoğraflar çekinebilir ve hediyelik alışverişi yapabilirsiniz. Burano ve Murano adalarına
tekne turu yapabilmek için de bolca vaktimiz olacak. Serbest zamanımızın ardından rehberimizin belirlediği yer ve saatte buluşup otelimize hareket ediyoruz. Konaklama Padova otelimizde.
7.GÜN
LJUBLJANA-ZAGREB
Otelimizde yapacağımız kahvaltının ardından Avrupa’nın en yeşil başkenti olma özelliğini taşıyan Ljublijana’ya hareket ediyoruz. Gezimiz esnasında Üçlü Köprü, Preseren Meydanı ve Ejderha Köprüsü göreceğimiz noktalar oluyor. Gezilerin ardından hediyelik alışverişi için serbest zaman. Ardından şehirden ayrılıyor ve Zagreb’e doğru hareket ediyoruz. Zagreb gezimiz esnasında Dolac Pazarı, St Mark Kilisesi, ve şehrin en önemli yapılarından Zagreb Katedrali’ni ziyaret ediyoruz. Akşam yemeği için serbest zaman veriyor ve gece yolculuğumuz için buradan hareket ediyoruz.
8.GÜN
BELGRAD-NİŞ
Gece yolculuğumuzun ardından sabahki durağımız Sırbistan’ın başkenti, Eski Yugoslavya’nın ve önemli Osmanlı eserlerinin bulunduğu Belgrad’a varıyoruz. Varışın ardından yapılacak panoramik şehir turumuzda Kale Meydanı, Askeri Müze, İstanbul Kapı, Saat Kulesi, Damat Ali Paşa Türbesi, Zindan Kapı, Leopoldov Kapı, Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi, Stefan Lazerevic Anıtı, Nebojsa Kulesi görülecek yerler arasında bulunuyor. Öğlen yemeğimizi de burada Balkan Lezzetlerinden tadıyor ardından Sırbistan’ın Niş Şehrine doğru hareket ediyoruz. Bu şirin Sırbistan şehrinde serbest vakit geçiriyor ve ardından konaklamamız için otelimize doğru hareket ediyoruz. Konaklama Niş Otelimizde.
9.GÜN
SOFYA-PLOVDİV-İSTANBUL
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Bulgaristan’ın Başkenti Sofya’ya doğru hareket ediyoruz. Varışımızla birlikte otobüsle Sofya panoramik şehir turunu geçekleştiriyoruz. Ardından Sofya’nın bağımsızlık sembolleri arasında gösterilen ve en ünlü noktası Alexander Nevski Katedrali yanında park ederek hem katedrali sonrasında ise hiç sönmeyen ateş anıtını, Ulusal Sanat Akademisi gibi yapıları görüyor ve programa uygun olması halinde kısa bir serbest zaman verip Sofya programını tamamlıyoruz. Daha sonra Plovdiv şehrinde küçük bir alış veriş molası veriyor ve ardından Kapıkule Sınır kapısına doğru geliyoruz. Pasaport işlemlerimizin ardından Türkiye’ye giriş yapıyor ve turumuzun sonuna geliyoruz. İstanbul’da alım noktalarında katılımcılarımızla vedalaşıyoruz.